Pes edip etmemek insanların hep gidip geldiği ince çizgiyle ayrılmış iki yer. An geliyo yeter diyoruz ama sonra birşey insanı itiveriyor.
Hayatım boyunca hiçbir zaman "yapamayacağım" demedim. Bunda annemin ve rahmetli dedemin katkısı büyüktü.
Beni çok küçükten beri "istersen herşeyi başarırsın" 'a , istedikten sonra herşeyin mümkün olduğuna inandırdılar.
Bu şu anda benim için değişmez birşey. Pek çok kez ispatını gördüm.
Ben bir tür kan hastalığına sahiptim. Kanımda demir eksikliği vardı.
Demir eksik olduğu için merkez atomu Fe (Ferrum : Demir elementi) olan hemoglobin sayım çok düşüktü.
Kanımda yeterli oksijen taşınamıyordu yani satürasyon değerim inanılmaz derecede düşüktü.
Bırakın spor yapmayı sınıftan çıkamıyor , evde oyun oynayamıyor koltukta yattığım yerden küçük oyuncak arabamı ancak iktirebiliyor , çoğunlukla onu yaparkende uyuyakalıyordum. İnanılmaz zayıftım.
Derslerde , tenefüslerde hep uyurdum.
Ailem bu yüzden çok acı çekti. Kan kanseri teşhisi koyulduğunda gerçekten çok üzülmüşler.
Ama çok şükür bu teşhis yanlış çıkmıştı.
11 yaşımda bu duruma dur demem gerektiğini farkettim.
Arkadaşlarım benimle dalga geçiyordu. Boksa başladım.
Salonda sürekli rezil oluyordum. Yarım saat dayanamıyordum.
Tam 6 yıl çalıştım. Koca 6 yıl.
3 yaşıma geldiğimde , kanımdaki hemoglobin sayımı normalin üstünde çıkmaya başlamıştı. Yerimde duramıyordum.
Haftada 21 saat antrenman yapıyordum. 7 gün x 3 saat.
Bundan artan zamanlarda koşuyor , ip atlıyordum.
Salondan çıktıktan sonra eve kadar koşuyor , evdeki kum torbasına geçiyordum. Özetle köpek gibi çalışarak 3 yıl geçirdim. Milli takım şansı doğmuştu.
İlk defa bir sporda iyiydim ve çok mutluydum.
Milli takım antrenörü beni izlemiş ve çok beğenmişti.
Sonra birden LGS denen adi sınav piyasaya çıktı.
Ailem "Lise önemli" deyince onları kıramadım.
Şu sınav geçsin sonra rahat rahat devam et dediler. Tamam dedim.
Sınav geçtikten sonra liseye girer girmez yine başladım.
Formsuzluktan kurtulmak 5 ayımı aldı. Yine yeniden dahada fazla çalıştım.
Milli takım antrenmanlarınada katılıyordum.
Ama lise hayatı beni içine alıverdi.
Antrenmanları biraz biraz ekmeye başlayınca disiplinsizliğe gelemeyen antrenörler beni sallayıverdi.
Fakat bu sefer milli takım olanağı taekwondo'da doğuverdi. Antrenmanları ekmem problem olmuyordu.
Ama zaten bu dönem bitene kadar ÖSS senem gelmişti. Bıraktım.
Hala , kendimi keşke lise hayatına kaptırmasaydımda milli bir boksör olsaydım diyorum.
Bazen ortadaki odaya giriyorum , kum torbasına bakıyorum.
Acaba o hasta halime razı gelseydim şu andaki halim ne olacaktı ?
Galiba vg yapmamın iki sebebi var , eski halime dönmekten duyduğum korku ve Kara Harp Okulu'na girme isteğim.
Hayatım boyunca hiçbir zaman "yapamayacağım" demedim. Bunda annemin ve rahmetli dedemin katkısı büyüktü.
Beni çok küçükten beri "istersen herşeyi başarırsın" 'a , istedikten sonra herşeyin mümkün olduğuna inandırdılar.
Bu şu anda benim için değişmez birşey. Pek çok kez ispatını gördüm.
Ben bir tür kan hastalığına sahiptim. Kanımda demir eksikliği vardı.
Demir eksik olduğu için merkez atomu Fe (Ferrum : Demir elementi) olan hemoglobin sayım çok düşüktü.
Kanımda yeterli oksijen taşınamıyordu yani satürasyon değerim inanılmaz derecede düşüktü.
Bırakın spor yapmayı sınıftan çıkamıyor , evde oyun oynayamıyor koltukta yattığım yerden küçük oyuncak arabamı ancak iktirebiliyor , çoğunlukla onu yaparkende uyuyakalıyordum. İnanılmaz zayıftım.
Derslerde , tenefüslerde hep uyurdum.
Ailem bu yüzden çok acı çekti. Kan kanseri teşhisi koyulduğunda gerçekten çok üzülmüşler.
Ama çok şükür bu teşhis yanlış çıkmıştı.
11 yaşımda bu duruma dur demem gerektiğini farkettim.
Arkadaşlarım benimle dalga geçiyordu. Boksa başladım.
Salonda sürekli rezil oluyordum. Yarım saat dayanamıyordum.
Tam 6 yıl çalıştım. Koca 6 yıl.
3 yaşıma geldiğimde , kanımdaki hemoglobin sayımı normalin üstünde çıkmaya başlamıştı. Yerimde duramıyordum.
Haftada 21 saat antrenman yapıyordum. 7 gün x 3 saat.
Bundan artan zamanlarda koşuyor , ip atlıyordum.
Salondan çıktıktan sonra eve kadar koşuyor , evdeki kum torbasına geçiyordum. Özetle köpek gibi çalışarak 3 yıl geçirdim. Milli takım şansı doğmuştu.
İlk defa bir sporda iyiydim ve çok mutluydum.
Milli takım antrenörü beni izlemiş ve çok beğenmişti.
Sonra birden LGS denen adi sınav piyasaya çıktı.
Ailem "Lise önemli" deyince onları kıramadım.
Şu sınav geçsin sonra rahat rahat devam et dediler. Tamam dedim.
Sınav geçtikten sonra liseye girer girmez yine başladım.
Formsuzluktan kurtulmak 5 ayımı aldı. Yine yeniden dahada fazla çalıştım.
Milli takım antrenmanlarınada katılıyordum.
Ama lise hayatı beni içine alıverdi.
Antrenmanları biraz biraz ekmeye başlayınca disiplinsizliğe gelemeyen antrenörler beni sallayıverdi.
Fakat bu sefer milli takım olanağı taekwondo'da doğuverdi. Antrenmanları ekmem problem olmuyordu.
Ama zaten bu dönem bitene kadar ÖSS senem gelmişti. Bıraktım.
Hala , kendimi keşke lise hayatına kaptırmasaydımda milli bir boksör olsaydım diyorum.
Bazen ortadaki odaya giriyorum , kum torbasına bakıyorum.
Acaba o hasta halime razı gelseydim şu andaki halim ne olacaktı ?
Galiba vg yapmamın iki sebebi var , eski halime dönmekten duyduğum korku ve Kara Harp Okulu'na girme isteğim.
Son düzenleyen: Moderatör: