Hayallerimin peşinden gitmeli miyim ?

elite35

Üye
Üniversite 3.sınıf öğrencisiyim. Bölümümü neden seçtiğimi hiç bilmiyorum. Sırf üniversiteye gidebilmek için puan tuttu diye geldim açıkçası. Fakat 3. yılım ve ben çok pişman oldum. Ve üniversitemin ilk 2 yılı çok boş geçti. Yani bu şekilde devam edersem okulu okuduktan sonra sıradan üniversite mezunu işsiz bir insan gibi olacaktım bunun farkındaydım. Daha sonra kendime çeki düzen vermeye başladım. Özellikle ilgi alanlarıma yoğunlaştım. Bu spora başladım. Sürekli okudum, araştırdım. Saatlerce fitness, vücut geliştirme hakkında araştırmalar yapmaya başladım. Ders çalışmak yerine spor dergileri okumaya başladım. Vize, final haftası hiçbir şekilde sporu aksatmadım. Ve bu şekilde 1,5 yıl katettim. İnsanlar artık derslerimi sormak yerine vücudumun ne durumda olduğunu sormaya başladı. Bilgime güvenen çevrem, sürekli beslenme antrenman programları istemeye başladı. Ve hiçbir karşılık beklemeden onlara programlar yazmaya başladım. Sırf bir ''Eyvallah'' için. Farkettim ki ben fit yaşamayı daha çok seviyormuşum. Düşündüm ileride saati belli olmayan işlerde çalışmak yerine sporuma özen gösterebileceğim işler aramaya başladım. Antrenörlük düşünmeye başladım. Spor salonu açmaya karar verdim. (Ama şu anlık bir sermaye yok)
Şu an tüm paramı beslenmeme ve sporuma ayırıyorum. Arkadaşlarım cafe, barlarda onlarca lira harcarken ben market market ucuz tavuk göğsü arıyorum. Gramla yemek yiyorum. Kalori hesabı yapıyorum.
Cidden bu spor benim ilerki hayatımı çok etkiledi. Ama bir yandan da mutluyum çünkü artık (zor da olsa) bir hedefim var.
Sevdiğim iş benim bu. Araştırmayı, bilgi alışverişi yapmayı çok seviyorum.
Ama görüyorum ki 1 ay dumbell ile biceps yapan antrenör oluyor bu ülkede. Ya da genetiğine, beslenmesine güvenmeyip anaboliclerle vücut yapanlar antrenör oluyor. Neden araştırmayı seven, bu işi severek gönülden yapan insanlar antrenörlük yapmasın diyorum. Ben kendimi bunu yapabilecek güçte ve kapasitede görüyorum.
Sizce bu spora devam edip hayallerimin peşinden koşmalı mıyım ? Yoksa derslere devam edip klasik üniversite mezunu olup devlete kapak atmaya çalışanlar ordusuna katılmalı mıyım ?
Bu sporun bana manevi getirileri çok hoşuma gidiyor. Övgü almayı seviyorum. Fakat maddi boyutu ilerde güzel bir hayat kurmama da yeterli olabilir mi sizce ?
 
Üniversite 3.sınıf öğrencisiyim. Bölümümü neden seçtiğimi hiç bilmiyorum. Sırf üniversiteye gidebilmek için puan tuttu diye geldim açıkçası. Fakat 3. yılım ve ben çok pişman oldum. Ve üniversitemin ilk 2 yılı çok boş geçti. Yani bu şekilde devam edersem okulu okuduktan sonra sıradan üniversite mezunu işsiz bir insan gibi olacaktım bunun farkındaydım. Daha sonra kendime çeki düzen vermeye başladım. Özellikle ilgi alanlarıma yoğunlaştım. Bu spora başladım. Sürekli okudum, araştırdım. Saatlerce fitness, vücut geliştirme hakkında araştırmalar yapmaya başladım. Ders çalışmak yerine spor dergileri okumaya başladım. Vize, final haftası hiçbir şekilde sporu aksatmadım. Ve bu şekilde 1,5 yıl katettim. İnsanlar artık derslerimi sormak yerine vücudumun ne durumda olduğunu sormaya başladı. Bilgime güvenen çevrem, sürekli beslenme antrenman programları istemeye başladı. Ve hiçbir karşılık beklemeden onlara programlar yazmaya başladım. Sırf bir ''Eyvallah'' için. Farkettim ki ben fit yaşamayı daha çok seviyormuşum. Düşündüm ileride saati belli olmayan işlerde çalışmak yerine sporuma özen gösterebileceğim işler aramaya başladım. Antrenörlük düşünmeye başladım. Spor salonu açmaya karar verdim. (Ama şu anlık bir sermaye yok)
Şu an tüm paramı beslenmeme ve sporuma ayırıyorum. Arkadaşlarım cafe, barlarda onlarca lira harcarken ben market market ucuz tavuk göğsü arıyorum. Gramla yemek yiyorum. Kalori hesabı yapıyorum.
Cidden bu spor benim ilerki hayatımı çok etkiledi. Ama bir yandan da mutluyum çünkü artık (zor da olsa) bir hedefim var.
Sevdiğim iş benim bu. Araştırmayı, bilgi alışverişi yapmayı çok seviyorum.
Ama görüyorum ki 1 ay dumbell ile biceps yapan antrenör oluyor bu ülkede. Ya da genetiğine, beslenmesine güvenmeyip anaboliclerle vücut yapanlar antrenör oluyor. Neden araştırmayı seven, bu işi severek gönülden yapan insanlar antrenörlük yapmasın diyorum. Ben kendimi bunu yapabilecek güçte ve kapasitede görüyorum.
Sizce bu spora devam edip hayallerimin peşinden koşmalı mıyım ? Yoksa derslere devam edip klasik üniversite mezunu olup devlete kapak atmaya çalışanlar ordusuna katılmalı mıyım ?
Bu sporun bana manevi getirileri çok hoşuma gidiyor. Övgü almayı seviyorum. Fakat maddi boyutu ilerde güzel bir hayat kurmama da yeterli olabilir mi sizce ?
Hem üniversite mezunu ol hem sporunu yap üniversite mezunu spor hocası niye olmasın
 
bu soruyu 10 yıl önce sorsaydın, derdim ki, arkadaş üniversiteyi bitir, bir devlet memuru ol. hem memur ol, hem sporunu yap...
ama şimdi şartlar değişti. devlete kapağı atmak diye bir deyim yok artık... bak en az 1 milyon ünv mezunu genç işsiz... 300 küsür bin öğretmen atama bekliyor. atanınca da iş bitmiyor. devlet memurunu sevmiyor artık. öğretmen olsan, akşama kadar egosunu tatminle uğraşan müdür bozuntusuyla uğraşıp duracaksın. müdür bozuntusu diyorum, çünkü hakkıyla müdür olmuş binlerce insanın elinden ünvanı alındı. torpilliler atandı, torpili olanlar da yerinde kaldı. diğer kurumlarda durum farklı değil. artık dairelerin çoğu kpssye ek mülakat yöntemiyle memur alımı yapıyor. yani torpil... nice 95 almış insanlar boşta... nice 0 çekmiş insanlar müdür koltuğunda... memurun yarın ne olacağını kimse tahmin edemez. 657 nin zaten içini boşalttılar. şimdi komple kaldırma niyetindeler. haksızlığa uğradığında dava açsan, kazansan bile idarenin bu mahkeme kararını uygulamama hakkı da, 3 ay önce meclisten geçti.
özel sektöre gelelim, eğer çok sivri zeka, yabancı dil sahibi, ekip çalışmasına uygun biri isen ve örneğin mühendislik fakültesi mezunu isen, şansın çok. para da kazanırsın bir süre sonra...yok değilsen, asgari ücrete talim...
bana sorarsan, hayallerinin peşinden git derim. o zaruri sandığın istikametin sonunda iyi bişey olsa, git diyeceğim de, yok...
şunu da ekleyeyim, 7 yıl bu devlete hizmet ettim. memurluk yaptım. önümde bir çok seçenek varken, aman devlete kapağı atayım dedim, attım. tabir yerindeyse eşşşekler gibi çalışkan biriyim. resmi kayıtlara göre bölgemde çalışan en hızlı, en pratik, en başarılı personel bendim. ki 10 vilayet, 3-5 bin personelden bahsediyorum. ama 7 yıllık meslek hayatımda en az 100 kez soruşturma geçirdim. 657 deki tüm disiplin cezalarını aldım. mobbing denilen o baskının alasını gördüm. mahkemeye gittim, danıştaya gittim. elime bir b.k geçmedi hepsini kaybettim. dava örneklerini nice avukatlra gösterdim, hakimlere gösterdim, başmüfettişlere gösterdim. ağızları açık kaldı. senin hiç suçun yok bu ne biçim karar dediler. ahlakıma namusuma kişiliğime haysiyetime, aklına ne gelirse onunla saldırdılar.
suçum ne? sendikaya üye olmuşum... yıllık izin hakkımı kullanmak istemişim, şehit akrabamın cenazesine katılmak istemişim, vefat eden halamın cenazesine gitmek istemişim...
yakın akrabam şehit oldu, vallahi de billahi de cenazesine gidemedim. 1 saat mesafedeki yere gidemedim.
bastım istifayı çıktım. şimdi deseler ki gel 100 bin lira maaşla devlet dairesinde müdürlük yap, gidersem namerdim.
bayrağımı seviyorum, vatanımı seviyorum, devletimi seviyorum. o bayrak için canımı da veririm. tüm sevdiklerimi de feda ederim. ama uyarayım kardeş. devlet, eli kalem tutan, kafası hak hukuk meselelerine giren adamı sevmez. koyun gibi sessiz olurum diyorsan, buyur gir, ama yok, ben koskoca devletin bana yasayla verdiği haklarımı insan olmanın bilinciyle kullanmak istiyorum dersen, 6 ay sonra kapının önüne koyarlar zaten.
 
Üniversite mezunu çok işsiz var ülkede gerçekten. İyi bi üniversitede okumuyorsanız işsiz kalmanız çok olası. Ben hatırlıyorum 10-15 sene öncesi üni. mezunu olmak nimetti ama artık bi fayda etmiyor. Devlet atamalarında zaten çok torpil dönüyor her konuda olduğu gibi. Ne desem bilemedim 3'te de okulu bırakmak kötü olur az kalmış bitmesine. Diğer türlü bu işi yapmayı kafaya koyduysan da vakit kaybediyorsun. Gerçekten okuduğun bölümden ümidin yoksa ve fitness alanında kendinde gelecek görüyorsan bu işi çok seviyorsan bence değer. Ama gerçekten iyi düşünmen gerekir pişman olma.
 
Valla bende git derim.ailem memur , özel sektörde çalışanlarda var.Yaptıkları iş ve aldıkları paraya bakınca komik bir durum ortaya çıkıyor.Etraftakilerde genelde böyle hayaller istemez bana diyorlar fizyoterapist ol 4000 tl maaş :D :D :D sadece gülüyorum tabi bunada.Gerçekten isteniyorsa bir iş için risk alınmalı bence.Spordan para kazanmak öyle çokmu kolay dersiniz bu ülkede.. orasıda öyle ama en azından bir yere bir şekilde tutunursanız en iyi iştir bana göre maddi açıdan ve sevdiğiniz için yapmaktan bıkmazsınız hayatınız mutlu geçer.Bu yüzden üniversitede yinede bir yeri garanti edip spor , sanat gibi alanlarda yeteneklerin üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum
 
Oldukça realistik yaklaşacağım konuya samimiyetime inanın, birkaç mesajınızı okudum belli ki ortada bir emek var, vücudunuzda iyi, eğer sizi mutlu edecek olan şey buysa peşinden gidin ama bu işten öyle ciddi paralar kazanmak inanın bana kolay değil, ben tabiri caizse bununla doğdum gibi birşey 4 yaşımda spora başladım(artistik jimnastik)15 yaşında salonda yardımcı antrenörlük yapmaya başladım ve 34 yaşındayım hala sporla birlikteyim, hayatımı bundan kazanıyorum, bundan başka hiçbirşeyden cebime 5 kuruş para girmedi bugune kadar, aç kaldığımda oldu para saçtığımda.., besyo mezunuyum, mezun olduktan sonra fitness ve vücut geliştirme üzerine uluslararası eğitim aldım 40 a yakın belgem var bunlara rağmen çok zorlandığım zamanlar oldu çünkü karşımdaki kitle prof. antrenör değil antrenörün ona olan maaliyetiyle ilgileniyor, salon açma fikrine gelince inan bana dışardan bakında harika görünür ancak işin içeriği öyle değildir, gecen yoktur gündüzün yoktur tatilin yoktur sattığın şey elle tutulur nesnel birşey değildir, gider gelir dağılımı çok dengesizdir ve kazandığının yarısını devlet yer..,hı diyorsanız ben bu işe zamanı gelince 150-200 bin tl yatırırım olmazsada beni yormaz diyecek birşeyim yok, kısacası ben bu işi bu kadar çok sevmiyor ve benimsemiyor olsam buraya gelene kadar çalıştığım katlandığım insanlara bir saniye katlanmazdım, istediğin buysa saygım sonsuz çünkü ben kimseyi dinlemeyip o yoldan gittim seni çok iyi anlarım inan, ama karşılaşacağın olumsuzluklara (maddi/manevi) hazırlıklı ol...
 
Oldukça realistik yaklaşacağım konuya samimiyetime inanın, birkaç mesajınızı okudum belli ki ortada bir emek var, vücudunuzda iyi, eğer sizi mutlu edecek olan şey buysa peşinden gidin ama bu işten öyle ciddi paralar kazanmak inanın bana kolay değil, ben tabiri caizse bununla doğdum gibi birşey 4 yaşımda spora başladım(artistik jimnastik)15 yaşında salonda yardımcı antrenörlük yapmaya başladım ve 34 yaşındayım hala sporla birlikteyim, hayatımı bundan kazanıyorum, bundan başka hiçbirşeyden cebime 5 kuruş para girmedi bugune kadar, aç kaldığımda oldu para saçtığımda.., besyo mezunuyum, mezun olduktan sonra fitness ve vücut geliştirme üzerine uluslararası eğitim aldım 40 a yakın belgem var bunlara rağmen çok zorlandığım zamanlar oldu çünkü karşımdaki kitle prof. antrenör değil antrenörün ona olan maaliyetiyle ilgileniyor, salon açma fikrine gelince inan bana dışardan bakında harika görünür ancak işin içeriği öyle değildir, gecen yoktur gündüzün yoktur tatilin yoktur sattığın şey elle tutulur nesnel birşey değildir, gider gelir dağılımı çok dengesizdir ve kazandığının yarısını devlet yer..,hı diyorsanız ben bu işe zamanı gelince 150-200 bin tl yatırırım olmazsada beni yormaz diyecek birşeyim yok, kısacası ben bu işi bu kadar çok sevmiyor ve benimsemiyor olsam buraya gelene kadar çalıştığım katlandığım insanlara bir saniye katlanmazdım, istediğin buysa saygım sonsuz çünkü ben kimseyi dinlemeyip o yoldan gittim seni çok iyi anlarım inan, ama karşılaşacağın olumsuzluklara (maddi/manevi) hazırlıklı ol...

O aslında birazda ticari olayla alakalı aslında. Yani mesela salon açacaksam ben direk açmam. Önce belli bi kitleyi elde ederim hani salon açarsam bu arkadaşlar gelir ilk önce zorlanmam mantığıyla. Bizim salon açan müsabik 1 tanıdığım var mütevazi bi maaşla geçinmeye çalışıyordu salonu açalı 1 sene oldu range rover aldı kendine şu anda. Tabi kür vs. yapıyor sanırım asıl parayı oradan kazandı salon aidatlarından ziyade. Onun haricinde İstanbul'daki büyük salonlarda antrenörler fena kazanmıyor sanırsam. Tanıdıklarım var. Ama birine soruyorum personel trainer'larla beraber 4-5 bine yakın kazanıyorm diyor diğeri asgari ücretin biraz üstünde bişeyler geçiyor diyor iyi kötü. İkisinin de çalıştığı salonlar elit denilebilir. Bende tam anlayamıyorum gerçi:D
 
bence kesinlikle hayallerini gerçekleştirmeye bak.sevdiğin işi yaparsan hayat boyu mutluluk garantisi olur bu sana.bende üniversiteyi sevdiğim iş uğruna bıraktım şimdi çok çoook mutluyum iyi ki yapmışım diyorum.ayrıca şöyle bir durum var, senin gibi araştırmaya meraklı birisi antrenör olmalı bence zaten ortalıkta saçma sapan antrenörler dolaşıyor en iyi salonlarda bile! o yüzden senin gibi gençler lazım bu alanda.bu spora gönül vermene bakılırsa başarırsın gibi geldi bana.
 
Cevaplarınız için çok çok teşekkür ediyorum hepinize cidden çok destekçi oldunuz eğer bu alanda ilerler isem bu foruma yıllar sonra teşekkür konusu açmak isterim...
 
bende fikrimi yazayım kesinlikle hayallerinin peşinden git ancak sporun yanında sanatsal yeteneğinide bulmaya çalış ki belki ilerde sporcu bir aktör olursun hem zevkli iştir hem parasıda var ünde var aslında her insanın içinde vardır ünlü bir sporcu müzisyen oyuncu olmak ama imkansızlık olsun destek görememe olsun nedenlerden dolayı ömürlerini bürolarda yada marketlerde cafelerde çalışarak 3 kuruş parayla geçinmeye çalışıyor sonuç mutsuz bir hayat meslek seçimi çok önemlidir bütün hayatını etkiler
 
Bana kalırsa minübüsçü ol, dikkat edersen adamlar hangi şeritten gideceklerine karar veremedikleri vakit, ortalayıp iki şeritte birden kalmayı başarabiliyorlar, akabinde hangisi açıksa ordan devam ediyorlar, belli şeritten şaşmam diyen adam da ışığa kalıyor. Anlaşılan okulunu ve sporunu birlikte götürebiliyorsun, yani bir nevi altın bileziklerini koluna taka taka ilerliyorsun, okuduğun bölüm belki son derece gereksizdir, olabilir, yine de iyidir, 3/4' ünü aşmış olduğun bir yolun başına dönmek yerine sonunu görmek daha iyi olsa gerek. Besyo düşüyorsan dahi önce tabağındakini bitirmeni öneririm, kayıp olarak göreceğin 1 / 1.5 yıl ise öğrendiklerini daha iyi özümsemene, daha ileri noktalara ulaşmana yarayacaktır. 10 yıl sonra dönüp bu başlığı okursan yukarıda ki üyelerin yaşadıklarına ne kadar da benzer şeyler yaşamış olacağını göreceksin muhtemelen, hayat gerçekten zor. Ama makul isteklere ulaşmak aya çıkmak kadar ulaşılmaz sayılmasın, her şey neler yapabileceğine bağlı. Bunların içinde en önemlisi de doğru başlangıcı yapabilmek. Her şeyin zamanlamasını tutturmak lazım; heyecanlanıp, tetiği erken çeken avcı merada sabahlamaya devam ederken, avının yaklaşmasını bekleyen, soğukkanlı avcı evinde deri yüzer. Kısacası elindekileri koru, geliştir, duygularını da tartma şansın olsun.
 
Bende üniversitedeyim halen ne yapıcam diye soruyorum kendime. Aklımda tam olarak birşeye odaklanamadım.
Zaman her şeyin ilacıdır.
Diceğim spor işinde para var.
Spor hocası olabilirsin,sermayen varsa salon açabilirsin.
Online olarak hocalık yaparsın bak meter mevsimler cayır cayır yalandan dolandan yapıyor birşeyler :D
 
Üniversite 3.sınıf öğrencisiyim. Bölümümü neden seçtiğimi hiç bilmiyorum. Sırf üniversiteye gidebilmek için puan tuttu diye geldim açıkçası. Fakat 3. yılım ve ben çok pişman oldum. Ve üniversitemin ilk 2 yılı çok boş geçti. Yani bu şekilde devam edersem okulu okuduktan sonra sıradan üniversite mezunu işsiz bir insan gibi olacaktım bunun farkındaydım. Daha sonra kendime çeki düzen vermeye başladım. Özellikle ilgi alanlarıma yoğunlaştım. Bu spora başladım. Sürekli okudum, araştırdım. Saatlerce fitness, vücut geliştirme hakkında araştırmalar yapmaya başladım. Ders çalışmak yerine spor dergileri okumaya başladım. Vize, final haftası hiçbir şekilde sporu aksatmadım. Ve bu şekilde 1,5 yıl katettim. İnsanlar artık derslerimi sormak yerine vücudumun ne durumda olduğunu sormaya başladı. Bilgime güvenen çevrem, sürekli beslenme antrenman programları istemeye başladı. Ve hiçbir karşılık beklemeden onlara programlar yazmaya başladım. Sırf bir ''Eyvallah'' için. Farkettim ki ben fit yaşamayı daha çok seviyormuşum. Düşündüm ileride saati belli olmayan işlerde çalışmak yerine sporuma özen gösterebileceğim işler aramaya başladım. Antrenörlük düşünmeye başladım. Spor salonu açmaya karar verdim. (Ama şu anlık bir sermaye yok)
Şu an tüm paramı beslenmeme ve sporuma ayırıyorum. Arkadaşlarım cafe, barlarda onlarca lira harcarken ben market market ucuz tavuk göğsü arıyorum. Gramla yemek yiyorum. Kalori hesabı yapıyorum.
Cidden bu spor benim ilerki hayatımı çok etkiledi. Ama bir yandan da mutluyum çünkü artık (zor da olsa) bir hedefim var.
Sevdiğim iş benim bu. Araştırmayı, bilgi alışverişi yapmayı çok seviyorum.
Ama görüyorum ki 1 ay dumbell ile biceps yapan antrenör oluyor bu ülkede. Ya da genetiğine, beslenmesine güvenmeyip anaboliclerle vücut yapanlar antrenör oluyor. Neden araştırmayı seven, bu işi severek gönülden yapan insanlar antrenörlük yapmasın diyorum. Ben kendimi bunu yapabilecek güçte ve kapasitede görüyorum.
Sizce bu spora devam edip hayallerimin peşinden koşmalı mıyım ? Yoksa derslere devam edip klasik üniversite mezunu olup devlete kapak atmaya çalışanlar ordusuna katılmalı mıyım ?
Bu sporun bana manevi getirileri çok hoşuma gidiyor. Övgü almayı seviyorum. Fakat maddi boyutu ilerde güzel bir hayat kurmama da yeterli olabilir mi sizce ?




Hayallerin bi kiişi üzerine baglı degilse tabii ki gitmelisin şunu da unutmamalısın ki hayallerinin pesınden gıderken karsılasacagın sorunlar acılar mubahtırrrrrr:)))
 
Edit: Sömestr tatiline girdim. Zamanı iyi değerlendirmek adına gittiğim spor salonunda yardımcı antrenörlük yapıyorum. Ücret talep etmedim, günde 1 ölçek wheye çalışıyorum.
 
Aynı durumdayım. Okuduğum bölüm herkesin gözünde çok iyi ancak, işler göründüğünden çok farklı. 3. sınıftayım Bir sene okulu uzattım ve mezun olsam da ne olacağı belli değil ve aileme bahsedemiyorum. Başka bir ünide başka bir bölüme başlamak isterdim en baştan ama artık geç olduğunu düşünnüyorum. Yapacak birşeyim yok bu şekilde devam ediyorum artık. Hayal mayal kalmadı yaşadığım hayattan çok sıkıldım. İntihar etmeyi bile düşünüyorum devamlı ama korkuyorum, hatta intihar edebilenleri kıskanıyorum neredeyse. Ha bir de hayal ettiği hayatı yaşayan kişileri.
Kısacası hayallerinin peşinden koşma fırsatın varsa hiç düşünme. Varsın başarısız olursan da hayallerinin peşinden koştuğun için olsun istemediğin bir hayatı yaşamaktansa.
 
Aynı durumdayım. Okuduğum bölüm herkesin gözünde çok iyi ancak, işler göründüğünden çok farklı. 3. sınıftayım Bir sene okulu uzattım ve mezun olsam da ne olacağı belli değil ve aileme bahsedemiyorum. Başka bir ünide başka bir bölüme başlamak isterdim en baştan ama artık geç olduğunu düşünnüyorum. Yapacak birşeyim yok bu şekilde devam ediyorum artık. Hayal mayal kalmadı yaşadığım hayattan çok sıkıldım. İntihar etmeyi bile düşünüyorum devamlı ama korkuyorum, hatta intihar edebilenleri kıskanıyorum neredeyse. Ha bir de hayal ettiği hayatı yaşayan kişileri.
Kısacası hayallerinin peşinden koşma fırsatın varsa hiç düşünme. Varsın başarısız olursan da hayallerinin peşinden koştuğun için olsun istemediğin bir hayatı yaşamaktansa.
Dur bakalım aslanım ne intiharı? İntihar eden insanların etmeyenlerden tek farkı vücutlarında salgılanan bir kaç enzimin eksikliği, yani eksikleri var, kıskanılacak bir fazlalıkları yok, Allah affetsin onları diyelim. Hayat budur, mücadele ile geçer, illa önemli bir insan olmaya gerek yok savaşmak için, hayallerindeki mütevazi, basit ve mutlu yaşam bile olsa rayına sokabilmek için bedeller ödeyeceksin. Başaramayanları, dahası çok kötü durumda ki insanları görüp şükretmek, başaranları görüp de feyz almak, motivasyon kazanmaya bakmak lazım.
 
Back
Yukarı